Bölüm-7- (Okula Devam)
Son zil çaldı. Okuldan eve gitme zamanı. Bazıları için...
Benim için ise okuldan kursa gitme vakti.Toplamam gereken bir çantam olmadığından kızların çantalarını toplamalarını bekledim.
Çoğu hemen çantalarını toplayıp, beni öpüp hemen sınıftan çıktılar.Ben de not defterime yarın için hocaların istedikleri şeyleri yazmaya başladım. Sınıftakiler çıkana kadar bunları yetiştireceğimi sanıyordum ama Suphi'nin sesiyle sınıf yankı yapınca anladım çoğunun sınıftan çoktan çıktığını.
- Eee Nina bacım,'' dedi ''bizim sınıfın bir parçası oldun artık. Haydi hayırlısı'' diye kolumu sıvazladı.
- Umarım kısa zamanda alışırım buraya ,''dedim
- Alışırsın, merak etme'' dedi. Suphi ile sıraların arasından geçerken, sınıfın en dip köşesinde üç öğrencinin olduğunu fark ettim. Onlara dönüp baktığımda sanki daha önceden tanışıyormuşuz gibi hissettim.
Ne garip!
Suphi onlara baktı ve '' bunlar da bizim sınıfın şövalyeleri'' dedi.Kendilerinden bahsedildiğini duyan üç genç bize baktılar, çantalarını sırtlarına aldılar ve bizim yanımıza geldiler.
- Selam!'' dedi sarışın çocuk.
- Siz Nina ile tanışmadınız sanırım''dedi Suphi.
-Valla Nina öyle bir meşhur oldu ki, etrafındaki kalabalıktan yanına ulaşamadık'' dedi siyah saçlı çocuk.
Baksen!..
Suphi çocukları bana tanıştırmaya başladı:
- Bu Ege, biraz sert çocuktur ama bize karşı bir sertliği olmaz. Arkadaş canlısıdır, korkma bizi ısırmaz'' dedi. Ege elini uzattı '' abartma Suphi, birazdan sert bir yumruk yiyebilirsin'' dedi. Suphi ise ona aldırmadı bile.
-Bu bizim doktor. Babası gibi doktor olmayı kafasına koymuş tipik film adamıdır. Eğer düşersen, yaralanırsan Doktor Kerem'e danış, hiç birşeyin kalmaz. Tabi ben olduğum sürece senin düşmene izin vermem orası da ayrı birşey''
- Ve son olarak bu da...'' Sarışın çocuk araya girdi ve elini uzatıp '' Ben de Tolga.'' dedi. '' Başkalarının beni tanıtmalarından çok ,ben kendim tanıtmayı tercih ederim''Suphi çok bozuldu bu duruma...
- Memnun oldum''
- Hadi, tanışma faslımız bittiyse çıkalım bu sınıftan. Servis bizi bekliyor''
Koridorda hala çocuklar kendi aralarında konuşuyorlardı.Ben ise bu üç çocuğu sanki yıllardır tanıyor gibiydim.
Tolga, Ege, Kerem... Bu isimler bana hiç te yabancı gelmiyordu.
Tolga'nın yüzü, gözleri, burnu,dudakları, gülüşü...
Kerem'in sesi, saçları, sözcükleri, kokusu...
Ege'nin düşünceleri, karakteri,davranışları, huyu...Çok tanıdıktı...
Yazın sıcaklığının gökyüzünden silindiği, yaprakların sararmaya başladığı bu öğle sonrası saatlerde okulun bahçesinden dışarı çıkarken, sanki bütün bunları yaşamışım gibi bir his vardı içimde...
0 yorum:
Yorum Gönder